Mart 28, 2024

Ya 100 yıl sonrası? Ya 1 yıl, ya 1 ay sonrası?

Ya 100 yıl sonrası? Ya 1 yıl, ya 1 ay sonrası?

“Anlattığınız hikaye yaşadığınız dünyaya dönüşür.”
Katie Orenstein

“Duyduğumuz söylemlerin yüzde 85’i dünya nüfusunun çok minik bir kısmının sesi” diyor Katie Orenstein“Çoğunlukla batılı, beyaz, öncelikli ve ağırlıklı olarak erkek. Demek ki, dünyanın beyninin çok küçük bir kısmını kullanıyoruz. Ve bu, kadınlar için ve temsil edilmeyen herkes için çok büyük bir sorun. Onların hikâyeleri ve bakış açıları -ölüm kalımla sonuçlansa dahi- dile gelmiyor. Bu durum herkes için çok büyük bir fırsat da barındırıyor içinde. Tüm bu beyin gücünü kuşanabilseydik, toplumu nasıl dönüştürürdük?” Katie, bu düşünceyle kurduğu OpEd Projesi sayesinde Amerika’da STK’larla Akademi’yi bir araya getirerek daha zeki, daha zengin ve daha etik bir dünya yaratmayı hedefliyor.

Dallas Teksas’ta, yıllar önce benzer düşüncelerle bir araya gelmiş dokuz kadının gerçekleştirdiği dinler arası mini bir toplantının ortasındayım. Bu toplantıya beni davet eden Sue Sayah anlatıyor öncelikle: “Yıllarca Amerika’ya gelen göçmenlerle çalıştım. Ruslar, Suriyeliler… Uyum sağlayabilmeleri için İngilizce dersleri veriyordum. Derken üç Musevi, üç Müslüman ve üç Hristiyan’dan oluşan bu grubu kurduk. Şimdi çok iyi arkadaşlarız, oysa başlangıçta birbirimizin söylemlerinden rahatsızlık duyuyorduk. Özellikle Filistin/İsrail söz konusu olduğunda soğuk rüzgârlar esiyordu.”

Her yıl Filistinli ve İsrailli 16 kız çocuğunu (8+8) ve dört mentoru (2+2) Santa Fe yakınlarında küçük bir kampta birbirlerini daha iyi tanımaları için ağırlayan Barış için Yaratıcılık grubunun kurucusu Gloria Hocking sözü alıyor: “Bu çalışmayı 11 yıldır yapıyoruz. İlk buluşmayı Kudüs’te gerçekleştiriyoruz. Bu buluşmada, grupların karşılıklı sıraya dizilmelerini istiyoruz. Hazır hissettiklerinde birbirlerine doğru bir adım atmalarını istiyoruz. Bu onlara çok zor geliyor, özellikle de Filistinli çocuklara. İlk adımı hep Museviler atıyor. Sonra Amerika’ya kampa geliyorlar, üç haftalık kamp boyunca birlikte projeler üretmeleri gerekiyor. Hikâyelerini anlatmaları ve birbirlerini dinlemeleri gerekiyor. İlk günlerde aynı odayı bile paylaşmak istemeyen insanlardan söz ediyoruz. Gerilimi yükselten hikâyeler bu anlattıkları; ‘Senin askerin benim kardeşimi öldürdü’ diyorlar mesela. İki taraf da sinirlenebiliyor, tansiyon yükseliyor. Ama hikâyesini anlatanın sözünü kesmemek, cevap vermemek ve dinlemek zorundasınız. Aynı fikirde olmayabilirsiniz, ama dinlemek zorundasınız. Çünkü biz inanıyoruz ve görüyoruz ki, ‘Düşmanınız, sadece hikâyesini bilmediğiniz birisidir.’ Birbirlerinin hikâyelerini dinledikçe, başlangıçta aynı odada bile durmaya tahammülü olmayan bu çocukların aynı yatağı paylaşabildiğini görüyoruz. Hepsi için çok zor, Filistinli çocuklar için daha da zor. Ailelerinin izniyle gelseler bile, kendi toplumlarında aileleri de dahil olmak üzere hain ilan edilebiliyorlar. Mentorlar için de zor, çünkü onların da yaşanmışlıkları, hisleri var. Sonuçta, her zaman birbirlerinin en iyi arkadaşı olmasalar bile, bu kızlar yıllar boyunca iletişimi devam ettirebiliyorlar. Bir kere öteki ile temas kurmuş biri asla eskisi ile aynı yere dönmüyor. Barış için Yaratıcılık, İsrailli ve Filistinli genç kızların ufuklarını genişletiyor, kutunun dışında düşünmelerini sağlıyor ve böylece çözümün parçası olacak kadınlar yetiştiriyor. İleride başbakan olmak isteyen bir kızımız oldu mesela. Bir gün başbakan olacak ve dünyayı değiştirmeye katkısı olacak.” 

Kadınız biz! Anneyiz, kız çocuklarız, kız kardeşleriz…  Dünyayı yapıcı olarak değiştirecek gücüz biz” diye araya giriyor Teksas Müslüman Kadınlar Birliğinin kurucusu Hind Jarrah. 2005 yılında aile içi şiddet gören Müslüman kadınlara destek olmak için kurdukları organizasyonları bugün Dallas Teksas’da sadece Müslüman kadınlara değil, ama dini, dili, ırkı, inancı ne olursa olsun aile içi şiddet gören herkese yardımcı olan büyük bir kurum. 2012’de açtıkları barınakta 1600 kadını ağırlamışlar. Birçoğuna ve çocuklarına barınak dışı psikolojik, adli, finansal destek vermişler. Ayrıca Dallas Sanat Müzesi ile ortak çalışmaları var. “Sanat insanların bakışını geliştirir, birbirini tanımayı sağlar. Önemli olan birlikte birbirimiz için var olabilmemizdir. Sadece kendimizden olan için değil ama hep birlikte birbirimiz için daha iyi bir dünya yaratmamızdır. Biz anneyiz, kız kardeşiz, kız çocuklarız. Ve biz kadınlar bu güce sahibiz. Daha şimdiden, ekim ayında İsrail’de 30 bin Filistinli ve İsrailli kadın birlikte barış için yürüdü.”

Katie Orenstein OpEd projesi için Dallas’a geldiğinde bir soru sormuştu. Bu soruyu hepimizin kendimize sorması ve üzerinde düşünmesi gerek. Şimdi buradasın. Şu andan itibaren bir fark yaratabilirsin. Bir yıl sonra iyi bir şeyler yapabilirsin. Eğer her birimiz şimdi düşünmeye başlarsak, çocuklarımız için daha iyi bir dünya yaratabiliriz.

Yapmamız gereken şimdi, burada, bu sorunun cevabına vermek. Soru ne mi?

Günümüzden 200 yıl sonrasına bırakacağınız mirasınızın ne olmasını isterdiniz? Ya 100 yıl sonrası? Ya bir yıl? Ya bir ay sonrasına bırakacağınız mirasınızın ne olmasını isterdiniz?

 

Dalia MAYA

Bu yazı Şalom Gazetesinin   08 Kasım 2017 sayısında Dalia MAYA’nın İsimsiz isimli köşesinde yayınlanıştır. İlgilenen için link: http://www.salom.com.tr/haber-104843-ya_100_yil_sonrasi__ya_1_yil_ya_1_ay_sonrasi.html

Benzer yazılar

Yorum yazılmamış.