Nisan 20, 2024

Sara Teyze ve enginarlar

Sara Teyze ve enginarlar

Enginarları kabuklarıyla ilk defa babamın amcasının evinde yemiştim. Daryo Amca. Küçüktüm henüz…  Hayal meyal hatırlıyorum Daryo Amcayı ve eşini… Sara idi galiba adı. Ama o Pazar günü Beyoğlu’nda olduğunu hatırladığım evlerine gittiğimizde, sofraya enginarın geldiği an, bugün gibi canlı hala hafızamda.  “Nasıl” diye şaşırmıştık doğrusu.  “Enginarı kabukları ile mi yiyeceğiz?”

“Çok beğeneceksiniz, biz mevsimi gelince her pazar yiyoruz” demişti Tante Sara. “kabukları hep atılıyor, oysa yanında bir vinegret sos ile çok da lezzetli. Misafir yemeği değil ama bu. Tam bir aile yemeği. Hem uzun uzun oturtuyor insanı sofrada. Sofra sohbeti ile de güzelleşiyor ortam”

Sonra göstermişti bize, nasıl her yaprağı o lezzetli vinegret sosa batırıp üzerindeki eti ön dişlerimizle çeke çeke yiyeceğimizi. Önümüzde bir yaprak çöpü dağı oluşurken, emekle, adım adım enginarın kalbine varacaktık.

Tüm yapraklar bittiğinde zafere ulaşmışgibiydik. Oradaki son engel, maharetli bir bıçak hareketi ile ortadan kaldırılan dikenlerdi. Sonunda enginarın kalbi, aynı sosa bulanıp beslemişti bizleri.

Ortaçağ’da enginarın her iki cinse de afrodizyak etkisi olduğuna, “ahlaksız” ilişkilere yol açabileceğine bu nedenle kadınlara, hele ki kız çocuklarına yedirilmemesi gerektiğine inanıldığını bilmiyorlardı kuşkusuz. Yapraklarında bulunan “cynarine” molekülünden de bihaberdiler. Molekülün ağızdaki acı tat reseptörlerin bloke ederek içilen suyun dahi daha tatlı algılanmasına sebep olduğunu da bilmiyorlardı haliyle.  Bunları ben daha geçen gün Vedat Ozan’dan öğrendim.

O günden sonra enginarı annem de sık sık öyle pişirdi. Her enginarı değil ama, Bayrampaşa enginarı idi yaprakları makbul olan:etli olan, besleyici olan. Daryo Amca ile eşinin ise, o günden kısa bir süre sonra bir gece korkuyla bizim eve geldiklerini hatırlıyorum. Babaannemin, evin salonundan ayrılarak oluşturulmuşyatak odasında geçirmişlerdi geceyi.  O oda ki daha sonra ağabeyimin odası olacaktı. Ertesi gün de apar topar ayrılmışlardı, vatan belledikleri Türkiye’den.  Nasılsa bilmediğimiz bir şekilde sahip oldukları Yunan pasaportu yüzünden, bir gecede hiç anlamadıkları bir dilin konuşulduğu, daha önce hiç ayak basmadıkları bir ülkeye kaçmak zorunda kalmışlardı.  Sanırım 1974 tü.  Kıbrıs harekatının karartmaları oluyordu.  Demek 6-7 yaşlarımdaydım… Daryo Amca ile Sara Teyzeyi bir daha hiç görmedim. Bir tek, enginar yemekleri kaldı bana yadigar.

Dalia MAYA

Benzer yazılar

Yorum yazılmamış.