Borneo Adasında, Danum Vadisi Konservasyon alanındayız. Burası 130 milyon yıllık bir primer yağmur ormanı. En eski zamanlardan beri var olan, insanlar tarafından müdahale edilmemiş dolayısıyla eşsiz ekolojik özellikler taşıyan ormanlara primer orman deniyor.
Biz de iki gün boyunca saatlerce bu ormanın yoğun bitki örtüsü ve dev ağaçları arasında indik çıktık, tırmandık, asma ip köprülerinden geçtik, yağmurlarında sırılsıklam olduk, nehrinde yüzdük, sülükleri tarafından kanımız emildi, bizlere görünmeyi seçen maymunlarını, böceklerini, mantarlarını gözlemledik, yuvadan çıkmak istemeyen orangutanlarına saygı duyduk; ez cümle içinde kaybolduk. Gerçek anlamda kaybolmadık tabi. Rehberimiz ormanın içinde bizi nerelerden geçirdiğini biliyordu şüphesiz. Biz bilmiyorduk. Burası Malezya’nın Sabah bölgesinde Lahad Datu şehrine 80 kilometre uzaklıkta ve 438 kilometrekareye yayılmış birinci derece koruma altındaki orman rezervi. Hayal edilemeyecek kadar çeşitli bitki ve vahşi yaşam türüne yuva olan büyülü bir ortam. Zengin florası ve faunası nedeniyle bilim adamlarının araştırma merkezi. 70 metre üzerindeki ağaçların yer aldığı bu orman dünyada ölçülen en yüksek torpik ağacın da evi: 100,7 metre ve 81.500 kilo ağırlığındaki (2019 ölçümü) bu ağaç sarı meranti familyasından “menara”. Menara, Malay dilinde kule anlamını taşıyormuş.
Ormanın derinliklerinde dolaştıkça bolluğun, bereketin karşısında dehşet ve hayranlık duymamak mümkün değil. Dünyayı ve ekosistemlerini kendi haline bıraksak bu dünya hepimize yeter!
Oysa….
Doğal Hayatı Koruma Vakfı 28 Temmuz 2022 gününü bu yıl için “küresel limit aşım” günü olarak belirledi. Yani, dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklarla insanların bu kaynaklara talebine yönelik araştırmaları yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın verilerine göre, dünyamızın bize sunduğu bir yıllık doğal kaynakları, bu yıl, 28 Temmuz günü tükettik. Artık, yıl sonuna kadar gelecekten, çocuklarımızdan, torunlarımızdan çalıyoruz.
Küresel Limit Aşım Günü, hesaplanmaya başlandığı 1970’lerden bu yana sadece 2020 yılında, pandemi kısıtlamalarının etkisiyle üç hafta ileri kaymıştı. Pandeminin ardından, iklim krizinin neden olduğu aşırı hava olayları ve Ukrayna-Rusya savaşı ile tekrar ileri gitti.
Tarım ve gıda üretimi gezegenimizi diğer birçok insan etkinliğinden daha fazla değiştirdi. Global gıda ekosistemi olarak tanımlanan bu ekosistem karbon emisyonunun üçte birinden, tatlı su tüketiminin yüzde 70’inden ve ormansızlaştırmanın yüzde 80’inden sorumlu. Gezegenin yaşanabilir alanlarının yarısını gıda üretimi için kullanıyoruz. Buna karşılık milyonlarca insan yeterli beslenme olanaklarından uzak. Veriler 800 milyonu aşkın kişinin yeterince beslenemediğini, 650 milyonu aşkın kişinin de obez olduğunu gösteriyor. Dengesizlik bununla da kalmıyor, bir de gıda kaybı ve gıda atığı konusu var. Üretim zincirinin toptancılar, gıda hizmeti sunucuları ve tüketiciler aşamasındaki karar ve uygulama hatalarından kaynaklanan kalite ve miktar kaybına gıda atığı deniyor. Bundan önceki tüm aşamalarda yaşanan kalite ve miktar kaybı ise gıda kaybı olarak tanımlanıyor. Düşük ve orta gelir ülkelerinde gıda kaybı daha büyük bir sorun, yüksek gelir ülkelerinde ise gıda atığından söz etmek mümkün. Tahminlere göre yıllık gıda üretiminin en az üçte biri kayıp ya da atık olarak yok oluyor.
Tabi ki bu konuda devletlerin ve üreticilerin sorumluluk, karar ve uygulamaları büyük değişimler için önemli. Ancak bireyler olarak bizlerin de sorumluluğu büyük. Sonuçta her birimiz birer sinek kuşuyuz. Ve birlikte hareket ederek yeni bir başlangıç yaratabiliriz.
Zararsız mı sandınız? Bir daha düşünün!
- Bir alana bir bedava
Bu pazarlama yöntemi bozulabilen ürünlerde kolaylıkla gıda atığına dönüşebiliyor.
“Bir alana daha sonra bir bedava” olarak bu pratiği değiştirebilirsiniz. - Son tüketim tarihi
Amerikan Tarım Bakanlığı’na göre son tüketim tarihi ürünün optimum kalitesi ile ilgili. Yani optimum fayda sağlamanız açısından ürünü bu tarihten önce kullan anlamında, sonra tüketilemez değil. Etiket üzerindeki tarihi geçer geçmez ürünü çöpe atınca aşırı konservatif davranıp çok kolay gıda atığı üretmiş oluyoruz. - Doggy bag
Artıklar en çok yemek atığı yarattığımız kategori. Artanı eve paket olarak götürebileceğimiz bilinçsizliğiyle yiyebileceğimizden daha fazlasını sipariş ediyoruz. Hangimiz ‘Doggy bag’ paketlerimizi birkaç gün buzdolabında bekledikten sonra çöpe atmadık? - Muzu salkımından ayırmak
Beni en çok şaşırtan bu oldu. Ne de olsa tek kişi yaşayınca koca salkımı tüketemiyorsunuz. Bir tane koparıp satın alıyorsunuz. Sonrasını hiç düşünmemiştim. Yarım kalan salkımları kimse almak istemiyor. Düşününce fark ettim, tek kalan muzu almayıp her seferinde salkımdan kopartmayı tercih ediyormuşum. Peki o tek kalan muzlara ne oluyor? Sıklıkla daha çabuk çürüyüp çöpe gidiyorlar.
Yapacak çok şey var. Araştırdıkça, fark ediyor, fark ettikçe bir kısmını kendi hayatına dahil ediyor insan. Öncelikle ne yapabileceğinizi araştırın. Burada zararsız zannettiğimiz ve kendi adıma sorgulamayı hiç düşünmediğim birkaç uygulamadan bahsettim. Peki, sizler ayak izinizi düşürmek için ne yapıyorsunuz?
Meraklısına not:
1) Sinek kuşunun hikayesini Banu Kanıbelli ve Fridays For Future “Dünya Evim ve Yanıyorsa” ile çok güzel şarkılaştırmış.
2) Bu konuda derinleşmek için aşağıdaki raporları inceleyebilirsiniz:
* BCG – Closing the food waste gap
https://www.bcg.com/featured-insights/closing-the-gap/food-waste
* WWF – Limit aşım günü uyarısı
https://www.wwf.org.tr/?12540/Limit-Asim-Gunu
* Citi gps – Food and climate change report, Creating Sustainable Food Systems for a Net Zero Future
Dalia Maya
Bu yazı Şalom Gazetesinin 3 Ağustos 2022 sayısında Dalia Maya’nın İsimsiz isimli köşesinde yayınlanmıştır. İlgilenen için link: https://www.salom.com.tr/koseyazisi/122864/yeni-bir-baslangic-mumkun
Yorum yazılmamış.