Mart 29, 2024

Yokluk bilinci

Yokluk bilinci
Yokluk bilincinin en karanlık dehlizlerine düşüp de en derin delilik mağaralarında kaybolduğumda giderim alıp da başımı bir gün doğumu deniz kenarına, ya da ormana.
Her gün aynı doğar güneş ufuk çizgisinde önce pembe, sonra kıpkırmızı bir top. Her gün, aynı uçar kuşlar. Midelerini dolduracak o en yağlı balığın aynı arayışındadır martılar. Arılar, en güzel renkli çiçeğin en lezzetli nektarını bulup o en verimli aynı balı yapabilmek üzere uçuşurlar çiçekten çiçeğe. En güzel renge boyanmış kelebekler dolaşır etrafta, belki de anlamsız bir zarafetle.Her gün aynı batar güneş ağaçların üzerinden uzak kıyılara…Altı üstü bir tur daha atmıştır dünya, dünden bugüne… Andan ana… Ne o kuş aynı kuştur, ne da o arı aynı arı… Bulutlar, her gün bambaşka hikayeler anlattırır bulutlar doğan ya da batan güneşe eşlik ederken… Bazan sicim sicim bir yağmur dökülür gözyaşlarımla birlikte yüreğimden, bazan güneşin sımsıcak kucaklaması nüfuz eder tenimden ısıtır yeniden kemiklerimi…

Yeniden doğar güneş, hep aynı ve her seferinde bambaşka,.. Gökyüzünde doğar. Ve yüreğimde de doğar o şefkatle bütünleşen sevgi güneşi, silkeleyip üzerindeki tozu, bulutu, isi, pisliği , doğar, yeniden, ışıl ışıl, saf ve temiz, şifa iyileştirip beni deliliğimden yansımak üzere tüm evrene . Ve şükrederim, kaybolacağıma yoklukların mağarasında, fark edebildiğime yaşamın muhteşemliğini

Dalia MAYA
28/09/2012
19:27

 

 

Benzer yazılar

Yorum yazılmamış.