Her son bir başlangıçtır aslında. Her karanlık kendi ışığını barındırır içinde. Zordur bırakmak ardında kapanan kapının kulbunu elinden. Oysa, bırakmadıkça kulbu elinden, açılamazsın yeni okyanuslara.
Karanlıktır iki kapı arasında koridor çoklukla, alışkanlıkların kulbunu sımsıkı tuttuğunca karanlık baktığın için karanlıktır. Kabarmış, çağlamaktadır gönül deresi, bağımlılıkların dalgalarında kapkara çırpındığınca derin.
Tutundukça geçmişe, direndikçe akışa, canyaşı olur akar gözyaşların. Bilirsin oysa, direnmenin düşmanı olduğunu huzurun sevginin ve gelişmenin. Bilirsin, bilirsin ama, bilmek yeterli gelmez direnmeyi bırakmaya. Direndikçe mutsuzluğun olur an. Yaşarsın, yaşadığını sanırsın kapkara bir cehennem ortasında.
Oysa dün en büyük mutlulukları yaşadığın bu ev, bu oda; bugün yine aynı ev, aynı oda, aynı yatak. Cenneti cehenneme çeviren, ne odadır, ne de pencerende uçan kuş. Cehennem dediğin kendi yarattığın arafta. Çırpındıkça, göremezsin çıkışı. En dibine ulaşmadan anaforun ne kolun yeter kırmaya bu döngüyü, ne de gücün.
Derken bir gün, bir sabah bir kelebek gelir konar pencerene. Kapkara bir kelebek ortasında yeni güne doğan bir güneş. Sıradan bir kelebektir belki, ama senin gözünde, anahtarı olur çıkış yolunun. Kıpırdamazsın bile, uzatır bakışlarını okşarsın yüreğinde o kelebeği, uçup giderken o yoluna, gözlerinde kaybolur karanlıklar. Fark edersin birden, ne kapı vardır ardında sımsıkı kulbunu tuttuğun, ne de boğulmaktasın o derin ırmakta. O an görürsün ışığı karanlıkların içinde. O an çıkarsın ışığa doğru yola. Kendi ışığına. Ara ara kanasa da yaraların, başlamıştır artık iyileşme süreci.
…..
Uç kelebek, uç özgürlüğüne uç. Biliyorum, sen uçtukça, ben de özgürleşecek, çıkacağım bu kendi yarattığım araftan, yaşam dolu, cıvıl cıvıl yepyeni bir ben olarak.
Dalia MAYA
11/12/2012
08:00
Yorum yazılmamış.