Ekim 04, 2024

Nemrut dağının zirvesine uçmak isterdim

 

 

 

Rüzgarın darma duman ettiği bulutların arasından günün yana yana doğduğu sabahtı… Duramadım dört duvar arasında. Yürüyüşe çıktım bahçede. Uçuracak mıydı rüzgar beni? Uçursa, nereye uçuracaktı? Nereye uçmak isterdim tam da şu anda?
Düşündüm, bulamadım cevabını. İstedim ki, sürpriz olsun bana.
Oldu da! En güzel yere uçtum. Yazıların oluştuğu; o, “benim bende olmadığım” yere uçtum. Her dileyenin misafir olabileceği yerden geliyor bu yazı, hatta paylaşımcısı olup, yaşamları dönüştürebileceği yerden geliyor bu yazı…

Nemrut dağının zirvesine uçmak isterdim, Tanrılarla bir olup durdurmak için bu anlamsız savaşı. Zigana geçidine uçmak isterdim, çağıl çağıl çağlamak için barışı, her birimizin aynı nehirde yuvarlanan birer çakıl taşı olduğumuzu hatırlamak için… Aynı bahçede yeşeren, aynı sonbaharda kızarıp sararan, aynı toprağa yaprağını düşüren iki ağaç gibiyiz bizler… Yan yana da dursak. Belki, birimiz daha güçlü görünüyor bugün… Henüz; daha yeşil, daha kızıl, henüz daha dolgun yapraklarla; ne ki son yaprağımız da kopup gittiğinde toprağa, ikimiz de aynı ağır rüzgarın ellerinde… Az sonra ikimiz de aynı yağmurlarla yıkanıp aynı kışın soğuğuna muzdarip, aynı karla örtünmüş bulacağız kendimizi. Yeni bir baharda, yeniden sarıp sarmalanarak yeşilin binbir tonuyla, sevgiyle, şefkatle, birlikte bir hayatı paylaştığımızı hatırlayıp hatırlatacağız, kardeş olduklarını unutup şu toprağı kanla sulayan insanlara… Her birimiz, her bir yaprağımız o kadar ayrı ve o kadar aynı, özsuyumuz bile aynı aslında; o özsuyumuz ki yaşlarıyla, kanlarıyla ve anısıyla beslenmiştir Aylan’ın, Deniz’in, Yosef’in Silvan’dan, Suruç’tan, Ankara’dan, Beyrut’tan, Paris’ten, Mali’den ve daha nerelerden…

Dalia Maya
22/11/2015
08:52

Benzer yazılar

  • Bu sefer şanslı yazıma kardeşlik tema sı geldi.Humanist bi ruhun var.emeğine sağlık.Not:sana burdan başka bi yerden ulaşamıyorum,affet beni.iyi akş;)(Birgün karışılaşırız inşallah).