Kasım 06, 2024

küstüm çiçeği

küstüm çiçeği

Dün bir çiçekle tanıştım. Çiçeğini göremedim ama yapraklarıyla tanıştım. Narin mi narin, yeşil mi yeşil. Sordum adını. Dediler: “Küstüm Çiçeği”.

– Nasıl yani küstüm çiçeği?
– Bak, dediler, dokun ona, göreceksin.
Uzattım elimi. Okşadım. Yumuşacık, narin, yemyeşil yapraklar. Okşadım onları sevgiyle. Aaa, bir de ne göreyim. Tüm aşk dolu okşamama rağmen, küsüp, kapanıverdi kendi içine. İncecik bir dala döndü o zarif yaprak.Hay Allah, kırdım mı ben şimdi bu çiçeği, üzdüm mü ki küsüp döndü sırtını bana? “Merak etme” dediler, “birazdan açar yine güler yüzünü bize”

Gerçekten de beş dakikaya kalmadı, salına salına açıldı yaprak. Döndü baktı gülen gözlerle bize. “Ellemesin kimse beni. Severim, hatta aslında derinlerde bir yerde, biliyorum, okşanmayı da severim. Ama korkarım kırılmaktan. Küssem de küstüğüm an geçince, dönerim yine yaşama, küskünlüğü unutup. Geriye kalmaz hiç bir anı küskünlüğümden. Zira, bilirim aşkla dokunursun sen bana. Ama ben, hazır değilim tam olarak, aşka bile.”

Merak etme çiçeğim. Onun da gelir bir gün zamanı. Ben sessiz ve sevgiyle, veririm sana suyunu ihtiyacın olduğunca. Ellerimle değilse de şarkılarımla okşarım yaprağını. Sevgim yansır gözlerimden sana her bakışımda… Sen de dilersen, yeşilinle dilediğince büyür, hatırlatırsın her bakana, yaşamın küskünlükte değil, coşkuda gizli olduğunu.

Dalia MAYA
17/08/2013
08:39

 

Benzer yazılar

Yorum yazılmamış.