Nisan 28, 2024

Köprüye Kaçış

Köprüye Kaçış

Köprüyü yazmak istedim bu gece uyku tutmayınca. Uyuyamadığım geceler oldu Madagaskar’ı gezerken. Cibinlik denen şey içimde gizlenmiş, derinlere gömülmüş kapalı kalma korkularımı uyandırdı. Nerdeyse çadırda kaldığımız akşam olduğu gibi. Nefes alamadım. Kapalı yerleri oldum olması sevmedim pek ama yine de tam olarak psikolojik değil bu durum. Biraz da fizyolojik sanırım. Afrika’dayım 10 gündür. Madagaskar’ın roller coaster yollarında off road yapıyoruz. Kurak mevsim. Her yer kum. Kırmızı ince bir kum. Ama o ince kum o kadar kalın bir tabaka olarak yapışıyor ki üstünüze… Alerjiler azıyor. Benim de alerjim azdı burun kanallarım şişti. Burnum şiştikçe kendimi kapana kısılmış hissetmeye başlıyorum. Yoksa incecik var yok bir tül olan cibinlik değil bu kapalı kalmışlık duygusunun sebebi. Kendimi bildim bileli tercihimi hep havadar olandan yana kullandım. Pandemi boyunca mümkün olan her an maske takmayı reddetmemin bir nedeni de bu oldu. Beni göklere çıkar, ayağımı yerden kes. Umurum olmaz. Hatta mutlu olurum: Bu benim için adrenalin değil, olsa olsa dopamin.  Doğal bir varoluş halidir ta derinimde hissettiğim. Öte yandan karanlık mağaralar, çadırlar, penceresiz odalar bir sıkıntı yaratıyor içimde. Kocaman bir karabasan çöküyor göğsümün üstüne. Çöktükçe yerleşiyor, yerleştikçe yayılıyor, yayıldıkça da iyice kuruluyor içime.  Nefessiz bırakana kadar! Saklan ya da kaç.  Karabasandan saklanacak bir yerim yok. Kaçış başlıyor. Kaçış! Nefes alabileceğim yere. Kapıdan kaçış! Ya da becerebilirsem eğer derin bir nefese kaçış. Bu gece yazıya kaçtım.

Ve Köprüye…

Bir durma, bir rahatlama yeri değildir köprü. Bir geçiş yoludur. Köprü bağlar…  İki yakayı birbirine bağlar köprü. Adayı da karaya bağlar. Doğumla ölümü, geçmişle geleceği, dünle yarını bağlar. Yürür geçersiniz. Geçer gidersiniz. Bazan sabittir köprü, bazan salıncak gibi hareketlidir. Bazan sıkıcı, bazan heyecanlı. Deneyimleri bağlar birbirine. Düşüncelerinizi de öyle. Korkularınızı umutlarınıza bağlar. Bazan geçmek istemezsiniz o köprüden. Zorludur, acıdır, sancılıdır. Mecbur kalırsınız. Atarsınız adımınızı kendinize rağmen. At gözlüğü takmışçasına, etrafınıza bakmadan, yürür gidersiniz dümdüz ileri. Bazan da, yükseklerden manzarayı seyretmek için duraklarsınız. Ama durmazsınız. Duramazsınız. Durma yeri değildir köprü. Siz ilerlemek istemeseniz bile, er ya da geç arkadan gelen itiştirecektir sizi ileri doğru.

Nice köprülerden geçtik, düşünmeden. Ve hatta izlemeden olanı biteni. Son hız.  Çıkışa kilitlenmiş halde.

Bazan da kendimiz köprü olduk buluşturduk insanları, fikirleri, ayrışanları. Bağladık. Ayrı iken aynı yaptık, aynı yapamadıysak da bir yaptık. Dönüştük, dönüştürdük.

Nihayetinde, durup da köprünün tam ortasında selam ettiysek dünyaya, korkudan değildir nefesimizin kesilmesi. Daha çok, muhteşemliğinden sunduğu güzelliğin.

Meraklısına not:


Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan ve Taş Orman olarak da anılan Tsingy de Bemaraha yağmur sularının kireçtaşlarını milyonlarca yılda aşındırması sonucu oluşmuş bir doğa harikası.  Tsingy’yi tırmanmak ve bu asma ip köprüyü geçerken dünyayı izlemek isterseniz, Madagaskar’a kurak sezonda gelmeniz gerekir. Sıcağa, sineklere, bol bol kuma hazırlıklı olun. Bir de uzun saatler arazide araç sürmeye. Son olarak da merak etmeyin, güvenlik önlemleri alınıyor, birçok yerde tırmanırken, ya da siz yürüdükçe sallanan asma ip köprüden geçerken bağlısınız güvenlik halatı ile. Siz fit olun, korkularınızla değil, heyecanınızla yürüyün yeter.

 

Dalia Maya

 

Köprü geçişimin videosunu izlemek için tıklayın kopru

Benzer yazılar

Yorum yazılmamış.