Önce almak mı? Önce vermek mi? Kimden alıp kime vermeli? Ne kadar çok soru oluşuyor Tanrısaldan kopup, çoğulcu düşününce… Kimi sevmek? Nasıl sevmek? Kaç çeşit sevmek?
Gün gelir, bahar dalları takılır gözüne,bir minik serçe konar yanı başındaki çalılara… Belki bir uğur böceği de eline... “Oh” dersin, “Hayat güzel!”
Oysa hayat, dün de güzeldi… Önceki gün de… Farkında değildin sadece… Bugün sevgiyi yaşıyorsun. O sevgi ki, zaten içinde…
Örtmeseydin üzerini kapkara bulutlarla, kuşkular korkular, inançlarla, dün de farkederdin dalında büyümekte olan kestanenin ihtişamını… Aç gözlerini! Ve sev! Hiç bir şey istemeden karşılığında… Hiç bir beklentin olmaksızın sev! Aç yüreğini sevgiye! Ve yüreğindeki sevgiyi aç bu evrene! Hiçbir ayırım yapmadan sev… Sadece sev! Çünkü sevgi dediğin şey, tek gerçektir varlıkta…
Ve göreceksin ki yaşayıp sevgiyi paylaştıkça gerçeği, geri dönecek sana, verdikçe alacaksın da sevgiyi…
Yüzlerce sevgi çeşidi yok aslında bu gökkubbenin altında. Sevgi tek! Çeşitlendirdiğini sanıp sevgiyi, yanılsamayı yaratan da biziz gerçekte, biz garip insanlar…
Bir anlasak şu temel gerçeği… bir anlasak…
Ya kapkaranlık bir kuyunun dibindesindir ÇOK… Ya da sevgidesindir TEK…
D. MAYA
23/01/2012
SEVGİDE KALABİLECEĞİMİZ BİR HAFTA SONU OLSUN
Yorum yazılmamış.