“Canımızı en çok yakan şeyi bulur ve oradan saldırırlar. Ama unuttukları şu; canımızı en çok yakan şey bizi en güçlü kılar aynı zamanda… Yolunda gitmeyen şeyleri düşünür durursun, aslında durduğun için, her şeyi ve herkesin senden daha hızlı yol aldığını sanmak aptallığıdır yaşadığın. Değiştiremeyeceğin şeyleri zorlamaktan vazgeçtiğinde ne yolunda gitmeyen düşünceler zehirler beynini, ne de zayıflığın sandığın canını yakan durumlar… İşte o zaman yolda olduğunu, yürüdüğünü, nefes aldığını, hatta çiçeklerin tanrısıyla konuştuğunu anlarsın. Yanındakilerin farkına varırsın. Kimse yoksa kendi kendineysen ve kendinleysen, yanındakilerin de önemi yoktur. Neşe, hüzün, keder, aşk, nefret, acı, huzur… hangi duyguyu içcelleştirdiğin de önemli değildir artık. Her duygu gelip geçer, her yol bir hedefte tamamlanır, her insan içindekilere sarılıp yanındakileri öldürür… Özgürlük adına her insan kendi karanlığını içinde taşır…”
Meczuplar Kitabı / Abdalın yolculuğu…
2 comments